BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
1. Maalesef, İnsanlar İklim Değişikliği Etkilerinin Yeterince Farkında Değiller.
İklim değişikliği ile mücadele, toplumların farkındalık düzeyinin artmasıyla doğru orantılıdır. Günümüzde, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri konusunda insanların farkındalık seviyelerinin yeterince arttığını söylemek oldukça güçtür.
* Ülkemizde iklim değişikliği konularında kurumsal yapılanmanın çok yeni olması,
* İklim değişikliği hakkında yeterince bilgilendirmenin yapılmaması,
* İklim değişikliğine neden olan etmenler tam olarak anlaşılmaması ve hızlı nüfus artışı yüzünden
enerji, su tüketim ve kişi başı üretilen atık miktarı her geçen gün artmaktadır.
2. Sadece Fosil Yakıtların Kullanımının Sonlandırılması İklim Değişikliği Sorununu Ortadan Kaldırmaz
Çünkü;
* Ormanların tahrip veya yok edilmesi,
* Aşırı elektrik ve su tüketimi,
* Katı atık ve atık suların doğru yönetilememesi,
* Yanlış arazi yönetim kararları ile tarım ve orman arazilerinin tahrip edilmesi gibi etmenler iklim değişikliğinin oluşmasına neden olan unsurlar arasındadır.
3. Mersin’de Özellikle Son Dönemlerde İklim Değişiklinin Etkileri Ciddi Oranda Görülmektedir.
Mersin, iklim değişikliğinin yansımalarını hisseden önemli kentler arasında yer almaktadır. Özellikle kentimiz, mevsimsel değişiklikler, sıcaklık farklılıkları, aşırı don olayları, mevsimsel yağış miktarın azalması ya da artması gibi oluşumlar ve can ve mal kayıplarına neden olan su baskınları gibi doğal olaylar ile sıklıkla karşılaşmaktadır. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Afet Raporları yayınlarında Mersin ilinde yaşanan afetlerin maddi ve manevi olumsuz etkilerine sıklıkla yer verilmektedir.
4. İnsanlar, İklim Değişikliğine Karşı Tamamen Savunmasız Değillerdir.
İnsanlar iklim değişikliğini fark edip mücadele edebilir ve önleyebilecek konumdadırlar. Savunmasız değiller sadece farkına varıp önlem almaları gerekmektedir. İklim değişikliğiyle bireysel mücadele etmek amacıyla;
* Tüketimi azaltarak gıda ve benzeri atıkları azaltmak,
* Seyahat yöntemlerimizi değiştirmek,
* İş için seyahat etmek yerine video konferanslarla iletişim sağlamak,
* Evlerimizde yalıtım sistemleri kurarak enerji verimliliği sağlamak,
* Aşırı su ve enerji tüketimini azaltmak,
* Tüketim ürünlerinde doğada bozulabilen ambalajları tercih ederek bireysel olarak savunma mekanizması gerçekleştirebiliriz.
5. İklim Değişikliği, Sıcaklık Değişimleri ve Afetler Doğal Süreçler Değillerdir.
İklim değişikliğinin ve olası etkilerinin önemli seviyede olduğunu gerek bilim insanlarının çalışmaları gerekse güncel hayatımızda elde edilen bilgi, birikim ve deneyimler göstermektedir. İklim değişikliğinin doğal süreçlerin yanında insani etkiler sonucunda meydana geldiği de bilinmektedir. İklim değişikliğinin nedenleri arasında yer alan ‘fosil yakıt kullanımı, endüstriyel faaliyetler, ormansızlaştırma, arazilerin yanlış kullanımı, tarımda bilinçsiz uygulamalar, aşırı tüketim.’ insan eliyle olduğu bilinmektedir.
6. İklim Değişikliğinin Tek Sorumlusu Sadece Enerji Üretimi Değildir.
İklim değişikliğinin tek sorumlusu enerji üretimi değil, fosil yakıtlardan elde edilen enerji üretiminin yanında, endüstriyel, tarımsal ve hayvansal faaliyetler, aşırı su tüketimi ve atık oluşturulması, yanlış arazi kullanım kararları gibi etmenler iklim değişikliğinin diğer sorumluları arasındadır.
7. Ülkemiz Kyoto Protokolüne Taraf Olmuştur.
Türkiye, 2009 yılında taraf olmuştur.
8. Doğal Gaz’da Fosil Yakıt Kaynağıdır.
Milyonlarca yıl yerin derinliklerinde kaya ve toprak altında kalmış, ısı ve basınç altında fosilleşmiş bitki ve hayvanlardan oluşan enerji kaynaklarına fosil yakıtlar denir. Fosil yakıtların en önemli özelliği, hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren organik maddelerden meydana gelmesidir. Hidrokarbon esaslı doğalgaz, yer altında gözenekli kayaların boşluklarına sıkışmış olarak ya da petrol yataklarının üzerinde gaz halinde büyük hacimler şeklinde bulunur. Oluşumu petrol ile aynıdır. Renksiz, kokusuz ve havadan hafif bir gazdır. Kullanım aşamasında güvenlik amacıyla kokulandırılır. Bu nedenle doğal gaz, önemli fosil yakıt kaynakları arasında yer almaktadır.
9. İklim Değişikliğinin Sembol Hayvanı Kutup Ayısıdır.
Küresel ısınmanın olumsuz etkilerini sembolize eden göçmen kuşlar, penguen, kutup ayısı gibi birçok hayvan türü bulunmaktadır. Fakat, İklim değişikliğinin sembol hayvanı kutup ayısıdır.
10. Türkiye Paris Anlaşmasını İmzalamış, Fakat Ulusal Mecliste Onaylamamıştır.
Türkiye Paris Anlaşmasını 22 Nisan 2016 tarihinde imzalamış fakat hala Ulusal Meclisinde onaylamamıştır. Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının kademeli azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir.
11. Sera Etkisine Neden Olan Gazlar Arasında En Fazla Su Buharı Yer Almaktadır
Su buharı, sera etkisine neden olan gazların %36-70’ini oluşturmaktadır. Dünya'da başlıca sera etkisine neden olan gazlar %36-70 su buharı, %9-26 karbon dioksit, %4-9 metan ve %3-7 ile ozon'dur. Sera gazlarının bir kısmı kendi kendine oluşurken, bir kısmı da insanlar tarafından üretilir. Doğal yollarla oluşan sera gazları su buharı, karbondioksit, metan, nitroz oksit ve ozon içerir.